3 Aralık 2012 Pazartesi
Fotoğraf : An Tutulması
Hobiler insanı hayattan koptuğu anda hayata tekrar bağlayan değerler olarak düşünülebilir. Elektroşok etkisi yaratır hayatın akışına. Enstrüman çalmak, blog yazmak, fotoğraf çekmek, pes oynamak vb. hobiler hayatın zorlukları ağır bastığında devreye girip yaşamdaki negatifleri pozitifleştirme gücüne sahiptir.
Fotoğrafçılığa dair.. Dünyadaki tüm dilleri , tüm dillerdeki sözcükleri yanyana da getirseniz bazı zamanlarda dile getiremeyeceğiniz duygular söz konusu olabilir. Bu duygu yükünü fotoğraflarla aktarmak ve de en önemlisi hissedilen duyguyu ölümsüzleştirebilmenin tarifi yoktur.
Fotoğrafın benim için tanımı : an tutulması.
Fotoğraf modern bir meditasyon biçimidir.
İlk fotoğrafın nasıl çıktığına değinmek gerekirse ; karanlık odada pencereye bir delik açıp ve içeriye ışık süzülmesini sağladığınızda, teksir kağıdı ya da saydam poşeti süzülen ışığa yaklaştırınca kağıda karşıdaki manzaranın tepetaklak aksettiği görülür. Rönesans döneminde birçok ressamın doğayı bu yolla kopya ettiği söylenir. İlk fotoğraf fikri de buradan çıkmıştır.
Fotoğrafta ilk insan görüntüsü ise 1839 senesinde görüntülenmiş. François Arago evinin çatısından Paris’te bir bulvarı görüntülerken, tesadüfen bir insanı da görüntülemiştir. Esasında daha önceki fotoğraflarda da insanlar manzara içerisinde yer alıyorlarmış fakat hareket halinde olduklarından ve de fotoğraf çekiminin uzun sürmesi sebebiyle, fotoğrafta çıkmalarına engel olmuştur.
"Yaşamda fotoğrafı andıran hazlar vardır. sevilen kişi başlangıçta bir filmin negatifidir. Kişi bunu daha sonra, dış dünyadan bakıldığında girişi kapalı olan kendi bilincine döndükten, o iç karanlık oda bir kez emrine verildikten sonra banyo eder." Proust
Fotoğraf tutkudur. Fotoğraflar asla kendinden söz etmez,sadece başkalarını anlatır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder